Diyaliz Av Fistül/Katater/Port Takılması

ARTERİOVENÖZ FİSTÜL NEDİR?

Arteriovenöz fistül genel anlamıyla atar damarlar ile toplar damarlar arasında bir bağlantı oluşması ve kanın bu bölgede atardamardan toplardamara bassınçlı olarak geçmesi olarak tanımlanmaktadır.  Vücudun genelde olmaması gereken yerlerde doğumsal olabileceği gibi travma sonrası da kendiliğinden oluşabilmektedir.

Dializ ihtiyacı olan hastalarda, böbrek fonksiyonlarını yerine getiremediği için dializ makinesinin böbreğin fonksiyonunu yaparak kanı temizlemesi hedeflenmektedir. Ancak hastanın durumuna göre hafta da iki ya da üç kez yapılması gereken bu işlem için kan akımının yüksek olduğu damarlara gereksinim duyulmaktadır. Atardamarlar bu akım açısından uygun ancak basınç yüksek olduğundan cihazın çalışmasını zorlamakta ve atardamarlarda oluşabilecek damar hasarı uzuv kaybına ve kanamaya yol açabilir. Bu nedenle ulaşımı kolay, kanamayacak ve yeterli kan akımı olabilecek toplardamarlar oluşmasını sağlamak için ön kol, kol, ve ayakda atardamar ve toplardamarı lokal anestezi ile birbirine dikerek toplardamarda diliz için yeterli genişleme ve akım sağlanması böylece etkili ve kısa sürede yeterli dializ yapılması hedeflenmektedir. Oluşturulacak olan fistülde önemli olan dializ için yeterli kan akımını sağlayabilecek olması ve yeterli kan akımını sağlaması. Yeterli akımı oluşturamazsa hem hastanın dializ almasını sağlamaz hemde kısa sürede tıkanıp çalışmaz. AV fistül gereğinden büyük olursa da fazla kan geçişine izin verirse hasta da kalp yetersizliğinden, kolun şişmesi ve beslenmesinin bozulmasına kadar yol açacak komplikasyonlara yol açabilir.

Oluşturulan fistüde thrill dediğimiz elle dokunduğumuzda kalp atımı ile eş zamanlı bir uğultu oluşur. Çoğu zaman hastalar fistülün çalışıp çalışmadığını bu uğultu sayesinde anlayabilirler. Arteriovenöz fistül oluşturulan hastalarda uzun süreli kullanımda genellikle Arteriovenöz fistülün beraberinde getirdiği bu uğultu hissi beraber yaşanan bir bulgu haline gelmektedir.

Arteriovenöz fistül uç kısımlardan öncelikli olarak bilek bölgesine, dirsek iç kısımlara ve kasık bölgesine açılabilir. Özellikle hemodiyaliz hastalarında çoğunlukla bilek bölgesine açılması tercih edilir. Arteriovenöz fistül ameliyatı öncesi mutlaka doppler çekimi ile damar yapısının katater açımına uygunluğu kontrol edilmelidir.

Arteriovenöz fistül operasyonu genellikle lokal anestezi altında yapılmaktadır. Tercih yapılırken genellikle kişinin kullanmadığı kolu üzerinde çalışılır. Yani sol elini kullanan hastalarda sağ el , sağ elini kullanan hastalarda sol el tercih edilir. Ufak kesiler aracılığı ile tespit edilen atar damar ve çevresinde en yakın toplar damar tespit edilir.

Arteriovenöz fistül operasyonu sonrası fistül hemen kullanılmaz. İstenilen damar genişliğine ulaşılması için beklenir. Ortalama birkaç hafta içerisinde damar istenilen genişliğe ulaşır ve uygulanacak hemodiyaliz işlemi için yeterli seviyede bir kan basıncına ve kan akış hızına ulaşılmış olur. Bu damarın fistüle alışma sürecine olgunlaşma süreci de denilmektedir. Operasyon sonrası geçecek birkaç hafta sonra sağlıklı çalışmaya başlayan fistül yıllarca hiçbir sorun çıkarmadan kullanım sağlamaktadır.

Kateter takılması

Kateter, özel bir araç olup poliüretan maddelerden yapılmış olup vücut dokusu ile uyumludurlar. Tüp veya kanül şekline sahiptirler. Sağlık alanında birçok şekilde kateter tipi kullanılır.

Kateter ile damar içi tedaviler,  özel tedavi uygulamaları, ilaç verme vb. Uygulamalar gerçekleştirilir. Santral venöz kateter (CVC), kalbin yukarısındaki büyük bir damara yerleştirilen ince, esnek bir tüptür (kateter). Boyun, göğüs veya koldaki bir damar yoluyla yerleştirilebilir. Ayrıca merkezi venöz hat veya merkezi hat olarak da adlandırılır.  Kateter tipine bağlı olarak haftalar, aylar veya yıllar boyunca yerinde bırakılabilir. Santral venöz kateterler özel bakım gerektirir. Düzenli temizlik veya steril pansuman değişikliklerine ihtiyaçları olabilir. CVC’lerin kullanılmadıklarında tıkanmalarını önlemek için özel bir steril solüsyonla düzenli olarak yıkanmaları gerekir.  Bunun için boyun veya köprücük kemiği altındaki toplar damara girilir ve güncel olarak devamlı hasta takibinde işe yarar. Yoğun bakımda yatan hastalarda da bu tip kateterin kullanımı görülmektedir. Kan veya böbrek ile ilgili hastalıkları olan bireylere de plazmeferez, diyaliz gibi uygulamalar için de santral venöz kateter gerekmektedir. Bunun yanı sıra bilek, kol ve ayaktan damar açamadığımız hastalarda da gönderilmesi planlanan ilaçlar bu yol üzerinden hızlı bir şekilde gönderilir.

Hemodializ Kataterleri: Hastanın etkin bir dializ alması geliştirilen bu kataterler ultrason eşliğinde güvenli olarak büyük damarlara yerleştirilebilirler. İki tipi mevcuttur.

Geçici kataterler; akut dönemde kısa süreli dializ ihtiyacı olan hastalarda yaklaşık 3-4 haftalık dializ ihtiyacını karşılayan kataterlerdir. Uzun süreli kalırsa enfeksiyon riski olduğundan değiştirilmesi gerekmektedir.

Kalıcı Kataterler: Hastanın damar yapısından dolayı AV fistül açılamıyacak düzeyde ise tercih ettiğimiz tedavi yöntemidir. İyi bir bakımla yaklaşık 1 yıl süre ile herhangi bir komplikasyon gelişmeden hastanın dializ ihtiyacı karşılayabilmektedir. Lokal anestezi ile boyundan ya da köprücük kemiği altından iğne ile girip, skopi eşliğinde güvenle yerleştirilebilmektedir.

Kateter uygulamasında diğer bir yöntem de Port Kateter’lerdir. Kanser hastalarında kullanılan bir yöntemdir. Kullanılan kemoterapi ilaçları yüksek yoğunluklu olduğu için küçük damarlarda hasar ve tıkanmaya yol açabileceğinden onkoloji doktorlarının önerisi ile hastaya lokal anestezi ile port katateri takılarak ilacın büyük damarlara verilmesi böylece pıhtı ve tıkanıklık riskinin daha az olması ve yeterli ve etkin kemoterapi ilaçlarını alması hedeflenmektedir. Hastanın kemoterapi ihtiyacı bittikten sonra ciltaltına yerleştirilen bu katater lokal anestezi ile rahatça çıkarılmaktadır.